Boyundan kuyruk sokumuna kadar olan omurga isimli kemik grubunun içinde uzayıp giden omuriliğin sıklıkla bel ve boyun bölgesinde yaşanan sıkışmalar omurilik daralması ameliyatı ile açılmaktadır. Sıkışmaların en büyük nedeniyse bu bölgede oluşan kireçlenmeler ve dokuların zamanla kalınlaşmasıdır. Bel ve boyun bölgesinde hissedilen ve zamanla artan ağrılar rahatsızlığın en yaygın belirtisidir. Ayaklardaki uyuşukluk ve güç kaybı, kısa mesafelerde bile görülmeye başlanan yürüme zorlukları, dinlendikçe azalan fakat hareket etmeye başlayınca artan ağrılar ve zamanla öne doğru eğik bir yürüme şekline geçiş hastalarda görülen diğer belirtilerdir.
Omurilik daralması ameliyatı sırasında hastanın durumuna bağlı olarak ya belirli bir bölgeye müdahale edilir ya da bütün omurilik kanalına girilir. İyileşme süreci de buna bağlı olarak değişecektir. Örneğin tek bir yerde yapılan müdahale sonrası hasta üç ay sonra yüzebilir hale gelecektir ki bu hastalar için özellikle sırt üstü yüzme çok uygun fiziksel egzersiz ortamını yaratacaktır. Fakat omurilik kanalının tümü açılmışsa iyileşme süreci yıllara uzayabilir ve bu durumda tamamlayıcı egzersizlerin yapılması da zaman alacaktır. Bu durumdaki hastaların ameliyat sonrası azalacak olan hareket yetenekleri de kilo alma sorunu doğurabilir.
Tersi bir durum da yaşananlar arasındadır. Traşlanan kemiklerden dolayı vücut yük taşıma kapasitesini azaltma eğilimine girebilmekte, hasta bir miktar kilo kaybı yaşayabilmektedir. Fakat bu gözle görülen bir zayıflama değildir. Çoğu zaman vücudun şeklinin bir miktar bozulduğu bile fark edilir.
Omurilik ameliyatları hastanın psikolojisi açısından zor ameliyatlar olarak görülür fakat olunmadığı takdirde kötü sonuçlara yol açar. Örneğin kişinin rahatça yürüdüğü mesafe 200 metrenin altına düştüyse bacaklardaki kuvvet kaybının derecesi korkutucu hale gelmiştir ve kısmi felç söz konusudur. Felç ise artık zorunlu hale gelmiş ameliyatın başarısını azaltacaktır. Erken teşhis bütün hastalıklarda olduğu gibi omurilik daralmalarında da pozitif etki yaratır.