Lokal anestezi altında yapılan ve en fazla 15 dakika süren yağ bezesi (lipom) ameliyatı sonrasında hastanede bir saat kadar kalınır ve hasta ertesi gün işine dönebilir. Vücudun özellikle yüz, kol, bacak ve sırt bölümlerinde görülen yağ bezeleri hemen her yaşta görülebilir oluşabilir ama genelde orta yaşın sonlarında başlar. Ter bezlerinin vücutta yoğun olduğu yerlerde çıkar ve terleme çoğalmasını etkileyen başlıca faktördür.
Sayfa İçerikleri
Cildin altında yağ birikimi ile oluşan şişkinlikler yağ bezeleridir. Kas ile deri arasındadırlar ve gayet yumuşak yapıdadırlar. Hatta dokunulduğu zaman hareket ettikleri hissedilebilir. Büyüklükleri bezelye tanesinden başlayıp birkaç santimlik genişliğe kadar ulaşabilir. Genellikle görülen şekildedirler ama bazen lipomlar vücudun iç kısımlarında çıkıp büyüyebilir ve sinirlere baskı yapabilirler. Bu da ağrılara neden olur.
Lipomlar aslında iyi huylu tümörlerdir, korkutucu sonuçlar yaratmazlar. Sadece bazen ağrıya ve estetik görünüm açısından sıkıntıya neden olurlar. Vücutta yağ bezesi olan her yerde bu tür oluşumlar görülebilir. Kıl dönmesi, terleme, daha önce oluşmuş bir yaranın altında kalan kısmında görülen birikme, hareketsiz yaşam tarzı ve genetik faktörler yağ bezelerinin oluşma nedenleri içinde sayılmaktadır. Fakat yağ bezesi (lipom) ameliyatı ile sorun çözülmektedir. Genetik olarak geçen lipomlar Cowden veya Gardner sendromu ile birlikte görülebilir. (Sözü edilen sendromlar nadir görülen, dermatolojik rahatasızlıklardır.) Temelde yağ bezelerinin oluşum nedenleri bütün yönleriyle bilinmez.
Cilt üzerinde ele gelen küçük şişkinlik yağ bezesinin en yaygın belirtisidir. Orta yaşı geçmiş kişilerde göz çevresinde sık sık oluşur. Ağrı yapmaya başlaması ise lipomun sinire baskı yaptığı anlamına gelir.
Her yüz kişiden birinde görülen lipom oluşumu toplum içinde yaygındır. Erkeklerde ve kadınlarda görülme oranları eşittir. Bu yüzden yağ bezesi (lipom) ameliyatı da erkeklerde ve kadınlarda eşit oranda yapılmaktadır. Lipomlar yağ dolgulu, yuvarlak ve yuvarlatılabilir formdadırlar. Büyümesi tek bir hücreden başlar fakat bu hücre onu çevreleyen dokulardan çok daha hızlı büyür ama oluşma sonrasında fazla hızlı büyümez. İç lipomlar ise çoğu kez kendini göstermez.
Örneğin beyin lipomları yaşı büyük hasta gruplarında beyin tomografisi çekimlerinde ancak fark edilebilir. Ultrason, MRG, radyografi diğer teşhis araçlarıdır. Bir lipom kişinin vücut ağılığı azalsa bile kaybolmaz ve küçülmez. Hatta aksine bir durum olarak hacmi büyüyebilir.
En bilinen çözüm cerrah tarafından yapılan küçük bir müdahale ile bezenin alınmasıdır. (Alınan parça çoğunlukla patolojik incelemeye gönderilir ama çok büyük oranda iyi huyludur.) Bu yöntem sonuçta bir kesi oluşturduğu ve iz bırakabileceği için son yıllarda yağ bezelerinin tedavi yöntemleri içinde radyofrekans yöntemi de kullanılmaya başlandı. Lipomların tedavisinde liposuction diye bilinen yağ aldırma işlemi sonuç vermez.
Çünkü önemli olan yağ bezesini kapsülü ile birlikte almaktır ki liposuction ile bunu yapma ihtimali yoktur. Kapsül alınmadığı takdirde bezenin tekrarlama ihtimali vardır. Günümüz tıbbında lazer yöntemi ile lipom tedavisi de yapılabilmektedir. Radyofrenas yönteminde de bezenin kapsülü radyo dalgaları ile parçalanıp yok edilmektedir. Ayrıca bu yöntemlerde hastada hiçbir iz kalmaz. Fakat gene de kısa süren bir yağ bezesi (lipom) ameliyatı sorunu kökünden çözen bir uygulama olarak düşünülmektedir.
Çoğunlukla lokal anestezi ile, bezenin olduğu bölge uyuşturularak yapılan bu operasyonlar eğer birden fazla beze alımı söz konusuysa veya bezenin boyutu büyükse genel anestezi altında da yapılabilir. Sonuçta süreci bezenin büyüklüğü ve yeri belirleyecektir. Örneğin beş cm. büyüklüğünde bir bezenin alımı için iki cm. uzunluğunda bir kesi atılması yeterlidir. Bu yüzden lipomların küçükken aldırılması daha mantıklıdır.
Sonuçta işlem hem daha rahat yapılır, hem hasta operasyon sonrası ağrı hissetmez, hem de daha küçük boyutta bir kesi izi kalır. Ameliyatta kesi açıldıktan sonra yağ bezesi kapsülü ile birlikte alınmakta ve çevre dokular temizlenmektedir. Sonrasında cerrahi dikiş ile kesi yeri kapatılır. Günümüzün gelişen ameliyat teknolojileri ve yöntemleri içinde yağ bezesi (lipom) ameliyatı korkutucu olmaktan kesinlikle çıkmıştır. Lipomu yok etmenin en radikal yolu onu çıkarmak ve oluşum yerini temizlemektir.
Bu operasyon için refakatçiye ihtiyaç yoktur. Çoğu zaman gerek duyulmasa bile bazen ameliyat öncesi bezenin durumuna bağlı olarak ultrason veya MR testi çekimi istenebilir. Doktorun soracağı başlıca soru anestezi ilaçlarına karşı alerjinin olup olmadığı, kan sulandırıcı ilaçların kullanılıp kullanılmadığı ve şeker ile tansiyon gibi hastalıkların mevcudiyeti üzerinedir.
Fakat eğer yağ bezeleri vücudun iç kısımlarında örneğin bağırsaklarda oluşmuş ise tam teşhis için endoskopi de istenebilir. İç kısımlarda olan lipomların alınmasını doktor genel anestezi altında yapacaktır. Bu durumda kan, anestezi ve idrar tahlilleri daha kapsamlı vaziyette işin içine girebilir. Ameliyatla alınan parça biyopsiye gönderilir.
Estetik dikiş atılmamış operasyonlarda doktor bir hafta içinde hastayı hem kontrol hem de dikiş alımı için çağırır. Bu süre zarfında verilen ilaçlar aksatılmadan kullanılmalı ve iki günde bir yapılması istenen pansumanlar ihmal edilmemelidir. Yağ bezesi (lipom) ameliyatı sonrası hasta rahatlıkla ayağa kalkabilir ve ihtiyaçlarını kendi giderebilir.
Çok hafif ağrılar hissedilebilir ama ikinci günden sonrası bu ağrılar da geçer. Lokal anestezide hemen genel anestezide hasta iyice kendine gelince taburcu olabilir. Genel anestezi sonrası o gün için araç kullanılmaması iyi olacaktır. Yara yerinin üç gün süreyle suyla teması kesilmelidir. Eğer kol veya bacakta operasyon uygulanmışsa kontrollü bir şekilde duş almalısınız. Üç gün sonrasında yapılacak yıkanmalarda ılık su kullanımı önemlidir.
Yara bölgesini fazla sıcak veya fazla soğuk temastan korumalısınız. Yaralı bölge oavalanmadan ve darbelerden uzak tutulmalıdır. Küçük olsa bile her cerrahi müdahaleden sonra kesi yerinin enfeksiyon kapma olasılığı vardır, hasta kişisel hijyene dikkat etmelidir. Bunların dışında yağ bezesi (lipom) ameliyatı sonrası için hasta özel bir bakıma ihtiyaç duymaz.
Ödem oluşması ise bu operasyonlardan sonra nadir görülen bir durumdur. Sıcak havalarda yapılan müdahaleler ödem oluşması riskini artırabilir. Fakat oluşsa bile ödemler bir süre sonra kendiliğinden geçerler.
Yağ bezelerinin aldırılmasından sonra kişinin beslenme düzenine dikkat etmesi belki de ameliyat sonrası yapılması gerekenlerin içinde en önemlisidir.
Sağlıklı beslenme sadece bu operasyonla ilgili değil, genel sağlık açısından ihmal edilmemesi gereken bir husustur. Yağlı yiyecekler ve kızartmalar vücutta yeniden yağ bezeleri oluşturabilir ve kilo artışı yapar. Hazır gıdalar, hamur işleri ve aşırı tuzlu yiyecekler de aynı sonuçları verecektir. Sağlıklı bir beslenme ile pek çok sağlık sorununun önüne geçilebilir. Bu sorunlar içinde lipomların oluşumu gibi nispeten küçük problemlerin yanında kalp ve damar hastalıkları gibi hayati önem taşıyan hastalıklar da vardır.
Ayrıca doğal gıdalara dayalı bir beslenme düzeni kişinin cilt yapısını da sağlıklı hale getirecek, cilt üzerindeki yağ kitleleri azalacaktır. Dünyanın en temel sağlık sorunlarından biri haline gelen obezitenin kişide yağ bezesi oluşumlarını tetiklediği ve sonuçta yağ bezesi (lipom) ameliyatı konusunu gündeme getireceği gerçektir.
Ayak tabanı, avuç içleri ve kafada yağ bezesi oluşmaz, çünkü buralarda yağ hücreleri yoktur. Buralarda görülenler tıp bilimi içinde yağ kisti olarak sınıflandırılır. Kistler genişleyebilirler, yağ bezeleri ise daha serttir ve ezilebilirler. Dolayısıyla yağ bezesi ile kist aynı olmayan, farklı yapıdaki oluşumlardır. Buna karşın yağ bezesi için yağ kitlesi tanımı kullanılabilir. Yağ bezesi, yağ kitlesi ve lipom aynı olan küçük şişkinliklerdir. Lipom tıp dilinde adipoz olarak da geçer ve hastaya konan teşhis lipomadır.
Boyun, ense gibi vücudun nispeten yumuşak olan dokularında çokça görülebilen lipomların bazen dev boyutlara ulaştığı da görülmüştür. Örneğin çeşitli üniversite hastanelerinin baş ve boyun cerrahisi kısımlarının hazırladığı Servikal Dev Lipom – Giant Lipoma of the Neck isimli bir makale ilgili internet sitelerinde okunabilir.
Bu makalede hastanın sol boyun kısmında oluşan, yaklaşık 12 cm. büyüklüğe ulaşan ve boyun ana damarlarında itilmeye yol açan dev bir lipomun incelemesi yapılmaktadır. Söz konusu yazıda ayrıca hastanın 63 yaşında bir kadın olduğu, vücudunun başka yerinde böyle bir oluşum görülmediği fakat 10 yıldır boynunda ağrısız bir kütleyle yaşadığı ve bu kütlenin hiçbir zaman küçülmediği belirtilmektedir. Bu oluşum ekstra bir vakadır.
Daha ilk başta yapılacak basit bir yağ bezesi (lipom) ameliyatı ile önlenebilirdi. İlgili makalede dev lipomun ameliyat öncesi ve sonrası durumunu gösteren görsellere de yer verilmiştir. Cerrahi müdahale sonrası hastanın takip edildiği üç yıl boyunca hiçbir yeni lezyona rastlanmadığı da verilen bilgiler arasındadır.
Lipom adı verilen yağ bezeleri iyi huylu oluşumlardır, kansere yol açmazlar. Fakat birden fazla sayıda olanlar ve sürekli büyüyenler kontrol altında tutulmalıdır. Özellikle iç organlarda oluşan lipomlar daha önemlidir. Bu lipomların patolojik süreçlerinde lezyon bölgesi çevresiyle birlikte dikkatle incelenir. Çünkü bu çeşit lipomlar liposarkoma biçiminde yeniden doğabilirler ve bu da akla kanseri getirir. Bu durumda daha özel tedaviler devreye girecektir.
Kadınlarda özellikle menopoza girildiği zaman göğüslerde yağ bezesi oluşumu artabilir. Meme lipomları meme kanseri riskini artırmaz ve bu oluşumlar çok nadir olarak kötü huylu tümöre (malign tümör) dönüşür.
Giderek büyüyüp estetik açıdan sorun yaratmaya başlayabilir. Zaten yapılan ameliyatların tamamına yakını bu nedenle yapılmaktadır. Ayrıca sinire baskı yapan bezeler ağrıya neden olacakları için alınmadıkları sürece ağrı devam edecektir. Fakat genelde ağrı olmadığı sürece yapılması zorunlu bir operasyon değildir.
Genel cerrahi, estetik ve cildiye (dermatologlar) uzmanları olmak üzere üç farklı tıp branşı yağ bezeleri ile ilgilenebilir. Fakat çoğunlukla sonuç yağ bezesi (lipom) ameliyatı denilen küçük operasyon olacağı için konu genel cerrahinin alanına girecektir.
Devlet hastanelerinde SGK güvenceniz varsa herhangi bir ücret ödemeyeceksiniz. Ayrıca SGK ile anlaşması olan özel hastanelerde SGK fiyatın yarısını karşılamaktadır. Özel sağlık urumu fiyatları yağ bezesinin büyüklüğüne ve sayısına bağlı olacak şekilde belirlenmektedir.
İlgili kaynaklarda iki santimlik bir yağ bezesinin alımının özel hastanelerde 800 liralık bir ortalama fiyatla alınabileceği belirtilmektedir. Söz konusu rakam tek bir yağ bezesi için geçerlidir. Özel sağlık kurumunun SGK anlaşması varsa rakam yarıya düşer. Bu yüzden eğer yağ bezesi (lipom) ameliyatı için özel hastaneler veya klinikler düşünülüyorsa önceden fiyat mutabakatı yapmak iyi olacaktır.
Baştaki operasyonlar estetik cerrahi uzmanına yapılmışsa mümkündür. Genel cerrahi tarafından yapılan operasyonlarda ise sonradan estetik müdahale gerçekleşmektedir.
Düşük ihtimaldir ama mümkündür. Aynı yerden olmasa bile yakınlarından yağ bezesi yeniden çıkabilir. Fakat bunu bir yayılma olarak görmeyin, vücutta yağ bezelerinin oluşumu tekil sebeplere bağlıdır. Operasyon sırasında yağ bezesi zaten kapsülü ile birlikte alındığı için aynı yerde yeniden oluşmaz. Diğer yerlerde görülmesi ise kişinin beslenme alışkanlıkları, kilo alımı ve genetik yapısı ile ilgili olan bir konudur.
Yağ bezesi (lipom) ameliyatı sonrasında rapor vermeye gerek yoktur. Çünkü operasyon en fazla yirmi dakika içinde tamamlanacak ve hasta yapılan pansumandan ve sarma işleminden sonra hemen taburcu edilecektir. Bir günlük dinlenme yeterlidir.
Vücutta olmaması gereken oluşumları ortadan kaldırdığı için lipom ameliyatlarının zararı değil, faydaları vardır. Ayrıca bu ameliyatlar kritik bölgelerde yapılmadığı için komplikasyon riskleri çok düşük olan müdahalelerdir. Konuyla ilgi en çok sorulan sorulardan birisi de iz kalıp kalmayacağı hakkındadır. Eğer estetik dikiş uygulaması operasyon sonrasında kullanılmışsa iz kalmayacaktır. Normal prosedüre uygun operasyonlarda iz kalabilir.
Yağ bezelerinin yok edilmesi için tavsiye edilen bir bitkisel reçete yoktur. Özellikle ilerlemiş lipomlarda bitkisel tedavi hiç söz konusu değildir. Kaldı ki uzun süreli ve sonuç getirmeyecek işlemlerin yerine sorunu kökten çözecek on beş dakikalık bir cerrahi müdahale yaptırmak çok daha pratik bir çözüm olacaktır. Yağ bezeleri ilaç tedavisine bile cevap vermezler.
Yağ bezesi (lipom) ameliyatı olunup olunmaması kişisel karara bağlıdır. Hastanın veya doktorun durumuna göre ertelenebilir.
Çoğunlukla orta yaş ve sonrasında görülen yağ bezelerinin cerrahi müdahalesi için bir yaş sınırlaması yoktur. Genel sağlık durumu sorun yaratmayacak olanlar istedikleri an bu ameliyatı olabilirler.
Hayvansal besinlerin çok tüketilmesine bağlı olarak ortaya çıkan kolesterol vücutta biriken enzimlerdir. Yağlı yiyeceklerin fazla tüketilmesi yağ bezelerinin oluşumuyla direk bağlantılı bir husustur. Sonuçta sağlıklı beslenme ile yağ bezelerinin oluşmasının ilgisi kolestrol konusu da dahil olacak şekilde ele alınmaktadır.
Seyrek görülen bir durumdur ama olabilir ve ölümcül sonuçlar yaratabilir. İlerlemiş durumda olan bir yağ bezesi (iç organlarda) patladığında içindeki iltihap kana karışacaktır.
Kafada ele gelen şişlikler yağ bezeleri değil, yağ kistleridir. (Aynı zamanda avuç içi ve ayak tabanında oluşanlar da yağ bezesi değil, kistlerdir – Sebase kistler veya epidermoidler). Yağ bezeleri ile yağ kistleri çoğu zaman karıştırılır ama bulundukları yere bağlı olarak genel anlamda bir ayırım yapılabilir. Kistlerin içi sıvı doludur ve etrafları zarla çevrilidir.
Saç köklerinin çevresinde olan yağ bezlerinin tıkanması kafada kist oluşumlarına neden olur. Yeni doğanlar dahil her yaşta görülebilirler. Tıpkı yağ bezelerine yönelik yapılan yağ bezesi (lipom) ameliyatı gibi basit bir cerrahi müdahale ile vücuttan çıkarılmaktadırlar.