Sinüs hastalıkları tıpta sinüzit olarak adlandırılıyor ve sinüzit ameliyatı da onlara yapılan cerrahi müdahale olarak adlandırılıyor. Yanak ve alın kısmından başka gözler arasında ve geniz bölgesinde olmak üzere insan vücudunda toplam beş çift sinüs bulunuyor. Bu hava boşlukları kafa ağırlığının azaltılması, burundan alınan havanın ısıtılması, enfeksiyonlardan koruma ve sesin yankılanması gibi görevleri yapıyorlar. Fakat yüz kemiklerinin içindeki bu hava kanalları iltihaplı doku ile dolduğu zaman ortaya sinüzit hastalığı çıkıyor. Çok yaygın olan bu hastalığı burun tıkanıklığı, geniz akıntısı, baş ağrısı, burun akıntısı ve koku almada duyulan güçlük gibi belirtileriyle birlikte yaşamayan pek yoktur.
Sinüslerin içindeki mukoza ile burun mukozası birbirini sürekli etkilediği için de günümüzde sinüzit yerine rinosinüzit de hastalığı tanımlamakta kullanılmaktadır. (Tıpta rino burundur.) Yapılan tedavilere yanıt vermeyen sinüs iltihaplanmaları ise sinüzit ameliyatı ile iyileştirilmektedir. Kronik yani sürekli bir hale gelen bu iltihaplanmanın kişinin yaşantısını ne kadar olumsuz etkileyebileceğini tahmin etmek güç değildir. Örneğin sürekli bir baş ağrısı ve nezle durumu yaşanmaktadır. Bu gibi yerleşmiş vakalarda operasyon gündeme gelmektedir. Üç aya kadar geçmeyen bu durum akut olarak sınıflandırılken bu süreyi aşanlar atık kronik sinüzit olarak görülmektedir. Bu sınıflamanın içine tekrarlayan sinüzit ve subakut sinüzit (akut ve kronik durumun birlikteliği) gibi diğer çeşitler eklenebilir.
Sayfa İçerikleri
Sinüzit hastalığının en büyük nedeni kanalların enfeksiyona maruz kalması yani bakteri oluşumuyla iltihaplanmasıdır. Mukus akacak kanal bulamaz. Alerjiler nedenler arasında ikinci sıradadır. Burun içi eğrilikleri, burun eti büyümesi, mesela yaşanan kazalar sonucu oluşan burun kemiği deformasyonları, diş veya mantar enfeksiyonları ve aşırı derecede burun açıcı sprey kullanımı sinüzitin diğer nedenleri arasında sayılmaktadır. Bu nedenlerin sonucu sinüzit ameliyatı yaşanmasına kadar gidebilir. Genelde hastalığın en yaygın nedeni üst solunum yolu iltihaplarıdır.
En başta insanı psikolojik açıdan kötü hissettiren sinüzit hastalığının belirtileri çoğu kişi tarafından bilinir. Özellikle sabaha karşı başlayan yoğun öksürükler, koyu yeşil tonda olan burun akıntısı, göz çevresinde insanda yumruk yemiş hissi uyandıran baş ağrısı, koku alamama, iki haftadır geçmeyen nezleler, geceleri horlamanın veya diş ağrılarının başlaması ve geçmeyen yorgunluk hissi bu belirtiler içindedir.
Toplumda yaygın olarak görülen bu hastalık için kesin çözüm ameliyattır fakat bu aşamaya gelmeyen önce ilaçla tedavi mutlaka denenir. Zaten hekimler bu operasyonu son çare olarak görmektedirler. Sinüzitin ilaçla tedavisi temelde antibiyotik tedavisidir. Alerji veya enfeksiyon sonucu bakterilerin artışı söz konusu olduğu için kullanılan yöntem budur fakat sonuç üç ay içinde alınmazsa o zaman operasyon düşünülebilir. Bu arada alternatif tıp olarak sunulmaya çalışılan bitkisel tedavilerin de sinüzite karşı çeşitli reçeteleri olduğu biliniyor. Örneğin greyfut çekirdeği, acı biber, elma sirkesi, zerdeçal ve kuvvetli baharata sahip turp, köri, wasabi gibi bitkiler mukusun çözülmesi için önerilmektedir. Bu tavsiyeleri destek grubu olarak sınıflamak ve doktorların gözetiminde yapılacak tıbbi çözümlere yönelmek sağlık açısından çok daha yararlı olacaktır. Sonuçta önerilecek olan sinüzit ameliyatı günümüz tıbbı içinde kolaylaşmış operasyonlar içindedir.
Ameliyat son dönemdeki tıbbi gelişmeler ışığında endoskopik sinüs cerrahisi yöntemi ile yapılmaktadır. Modern görüntüleme cihazları ile uygulanan bu operasyonda sinüslerdeki iltihaplı doku alınır ve tıkalı kanallar açılır. Yöntemin uygulanması aynı zamanda eskiye oranla çok daha kısa süren bir iyileşme dönemi de sağlamıştır. ESC uygulamaları sadece sinüzitin tedavisinde kullanılmaz. Burun tümörleri, omurilik sıvı kaçakları, gözyaşı kanallarında görülen tıkanıklıklar, görme sinirlerindeki hasarların ve sıkışıklıkların giderilmesi için de bu cerrahi devreye girer. İleri derecede görüntüleme tekniği ile yapılan bu cerrahi işlem sorunlu bölgede üç boyutlu bir yol haritası oluşturur, ulaşılması güç bölgelere kolayca girilmesini sağlar, iyileşme süresini kısaltır, olası koplikasyonları önler ve ameliyatın başarı oranını yükseltip hastalığın yeniden görülmesini de önler.
Bu genel bilgilerden sonra sinüslerle ilgili ameliyat nasıl yapılmaktadır sorusuna daha anlaşılır bir açıklama yapılabilir.
Genel cerrahi altında yapılan, en fazla iki saat kadar süren, sonrasında bir gün hastanede kalınan fakat bir hafta içinde işe dönebilmeyi sağlayan sinüzüt ameliyatı sırasında her bir sinüse yaklaşık 15 dakika süren müdahalelerde bulunulur. ESC uygulaması sayesinde ortaya çıkan yol haritası cerrahlara güvenli bir çalışma ortamı yaratmakta ve burun anatomisine rahatlıkla girilmektedir. Burun içindeki bakterili dokulara kolayca ulaşılabilir, tıkanıklıklar açılır, kanallar boşaltılır. Hatta burun içi poliplerin alınması, geniz eti tedavisi, alın sinüsü gibi dikkat edilmesi gereken özel sinüslere ulaşma, burun yamukluğunun düzeltilmesi, septum doğrultma gibi işlemler de bu yöntemle yapılmaktadır. Fakat esas amaç bakterili dokuların alınması ve kronikleşmiş sinüzitin ortadan kaldırılmasıdır.
Her ameliyat öncesi yapılan tetkikler, kan tahlili, anestezi kontrolü, fiziki muayene ve hasta şikayetlerinin dinlenmesi bu ameliyat öncesinde de geçerlidir. Fakat esas yapılan hastanın burun çevresinin bilgisayarlı görüntülemesinin ortaya çıkarılmasıdır. Operasyonun durumu ve yapılacaklar bu görüntüleme sonrası belli olur. Ameliyat öncesi hastadan sigara kullanmaması, kirli havalı ortamlardan uzak durması, nargile ve alkol içmemesi de istenir. Eğer hasta kiloluysa operasyon öncesi bir süre özel diyete tabi tutulabilir. Ameliyat öncesi süreçte hasta kullandığı ilaçları kesinlikle doktora bildirmelidir. Hastanın sağlık hikayesi ele alınacak konular içindedir.
Genel anestezi ile yapılan sinüzit ameliyatı sırasında hasta hiçbir acı hissetmez. Sonrasında pansuman, ağrı ve komplikasyonlara karşı bir gün hastanede tutulur. Hasta anestezinin etkisi geçtikçe bir miktar ağrı duyabilir. Özellikle baş ağrısı sıklıkla yaşanan bir durumdur. Bu süreçte hasta kişisel ihtiyaçlarını rahatlıkla kendisi giderebilir, ayağa da kalkabilir, fakat ilk günün dinlenerek geçirilmesi yararlıdır. Sigara kullanımı yasaktır, çok özel bir beslenme programı uygulanmaz, doktor gözetiminde ağrı kesiciler düzenli olarak alınır. Her ameliyatın bir riski vardır. Bu operasyonda da dokularda fazla kanama olması, göz içi kanamaların oluşması, şah damarı hasarı, gözde hareket bozukluğu, beyin içine hava kaçması ve kafanın içinde apse oluşması gibi bazı komplikasyonlar ihtimal dahilindedir. Fakat genelde ameliyat artık tekniği oturmuş bir işlemdir. Burun içi tamponu ameliyatın ertesi günü alınacak ve doku bir haftada iyileşecektir.
Taburcu olan hastanın bazı hususlara dikkat etmesi hem ameliyatın başarısını artıracak hem de iyileşme sürecini kısaltacaktır. Örneğin duş alırken başın yıkanmaması, uyurken yüz üstü yatmama, uçağa binme veya havuza girme gibi basınç değişikliği yaratan ortamlardan uzak durma, pansumanlar görüşü de bir miktar etkileyeceği için araç kullanmama, buhar banyosu, solaryum, güneşlenme ve tam iyileşme olmadan cinsel ilişkiye girmeme bu dikkat edilecek hususlar içindedir. Gene iyileşme süreci içinde spor yapılması önerilmez, yürüyüş serbesttir. Havası kirli ortamlarda bulunmamak, sigara içmemek kesin öğütlenenler içindedir. Tam iyileşme yaklaşık 20 gün içinde gerçekleşecektir. Üçüncü ve altıncı ayda sinüzit ameliyatı sonrası kontrolü de yapılması gerekenler arasındadır.
Sürekli burun akıntısı ile dolaşanların, elinden mendil düşmeyenlerin hatta daha zoru gün boyu baş ağrısı çekip kendisini bitap hissedenlerin ortak derdi olan sinüzit hakkında sık sık tekrarlanan bir söz de ıslak saçla dışarı çıkıldığında bu hastalığın baş göstereceği şeklindedir. Uzman doktorlar bunun kesin bir kural olmadığını ama örneğin kişide alerjik bir durum varsa ıslak saçın bunu tetikleyebileceğini belirtiyorlar. Burada esas konu burun mukozasının sıcak ve soğuk hava değişiminden aşırı miktarda etkilenmesi. Islak saçın direk bir etkisi yok. Islak saçla dışarı çıkma migreni veya yüz felcini daha çok tetikliyor. (Saçı kısaltmak sinüzit hastalığına karşı alınacak önlemler içinde sayılmıyor.) Bu konuda görüş bildiren doktorlar sinüzite iyi geldiği söylenen bitkisel tedavilerin bilir bilmez kullanılmasının da sorun yaratacağını belirtiyorlar. Örneğin iyi gelir düşüncesiyle çeşitli bitki sularının buruna çekilmesi daha zararlı olabiliyor.
Endoskopik sinüs cerrahisi sonrası korkulan bandajlar buruna takılmaz. Burun deliklerinden sokulan kameralı aletler yardımıyla çalışıldığı için burna dışardan cerrahi kesi yapılmasına da gerek kalmaz. Bununla beraber ameliyat sonrası bazı küçük izler kalabilmektedir. Uygun kremler bu izleri azaltıyor.
Genellikle estetik açıdan akla gelen burun aslında vücudumuzun kliması gibidir. Koku alma organı olarak görev üstlenmiştir ama aynı zamanda burun solunan havayı;
Sinüs neden tıkanır?
Burnun etrafındaki kemiklerin içindeki hava cepleri şeklinde tarif edilen sinüsler burunla birlikte günde yaklaşık yarım kilo kadar mukus salgılamaktadır. Üretilen bu mukus toz parçalarını, bakterileri ve havadaki diğer partikülleri süpürür ve yıkar. Sonrasında bu mukus boğaza süzülür ve yutulur. Bakteriler de mide asidi tarafından parçalanır. Bu herkes tarafından gayet normal görülür. Başlangıçta bezelye kadar olan sinüs boşlukları burnun içinden kafatası kemiklerine doğru yaş ilerledikçe büyür ve genişler ve adeta solunum sisteminin bir parçası olur. Sinüzit ameliyatı bu hava ceplerindeki tıkanıklığı açmak için yapılmaktadır.
Islak saç sinüzit yapar mı?
Hayatımızın merkezi haline gelen internette sinüzit hakkında pek çok metnin yer aldığı malumdur. Islak saç sinüzit yapıyor, tedavi edilmeyen sinüzit körlüğe yol açar, sinüzit ne zaman ameliyat edilir, ameliyat olanların yorumları, sinüzit ameliyatı hayatını kararttı gibi evham derecesi gittikçe artan bu yazılarda ayrıca sık sık bitkisel reçetelerden de bahsedilmektedir. Bu reçetelerin sadece destek olduğu, sinüzüt hakkındaki esas tedavinin KBB uzmanı hekimlerden geleceği unutulmamalıdır. Vücut sağlığı bir bütündür. Devamlı baş ağrısı yapan ve psikolojik çöküş yaratan sinüzit de toplumda çok yaygın olan bir hastalıktır ve adeta halk sağlığı sorunlarının bir parçasıdır. Ayrıca astım, alerjik rinit gibi hastalığı olanlarda sinüzitin görülmesi daha fazladır.
Sinüs Yokluğu Nedir?
Sinüsler insan vücudunun bir parçasıdır, iltihaplanmaları sinüzit hastalığıdır ama çok nadir olarak görülen bir durum da sinüslerin olmamasıdır. Herhangi bir iskelet anomalisi görülmeyen, sadece burun tıkanıklığı ve baş ağrısı ile başvuran bazı hastalarda sfenoid sinüsün olmadığı görüntüleme cihazları sayesinde çekilen tomografilerde ortaya çıkmaktadır. (Bu durumun tıptaki adı Sfenoid sinüs yokluğudur.) Bazı sendromlar yaratabilir, kesin tedavisi yoktur. Hasta diğer hayati bulguları normalse alerji takibine alınır ve takip altında tutulur. Fakat bu duruma çok seyrek rastlanır.
FESS Nedir?
Bu metinde bahsedilen endoskopik sinüs cerrahisi kavramı bazı metinlerde fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi – FESS olarak da geçmektedir. Bu uygulamada kritik anatomik bölgeler, örneğin birbirine çok yakın olan dokular endoskopik cihazlarla elde edilen görüntüler yardımıyla monitörden izlenebilir hale gelmiş ve sinüzit ameliyatı kolaylaşmıştır.