Epilepsi Ameliyatı (Sara Hastalığı Ameliyatı)

Beyindeki sinir hücrelerinde (nöronlarda) olan kontrolsüz boşalmaların neden olduğu sara, hem ilaçlarla hem de epilipsi ameliyatı ile tedavi edilebilen, en azından sürekli kontrol altında tutulabilen bir hastalıktır. Genel anlamda yapılan ameliyat hakkında bilgi verilmeden önce hastalığın nedenleri, belirtileri ve daha önemlisi beynin yapısı gibi konularda yazmak daha yararlı olabilir. 

Sayfa İçerikleri

Epilepsi Nedir, Nedenleri Nelerdir?

Beyin denilen muhteşem yönetici organımız nöron adı verilen sinir hücreleri üzerinde gidip gelen sinyalleri işleyen kontrol merkezidir. Vücut yapıları arasındaki iletişim bu sinirler sayesinde yürür. Nöronlar sinyalleri (elektriksek sinyaller diyebiliriz) beynin ilgili bölümlerine gönderecek şekilde düzenlenmiştir.

Epilepsi bir grup beyin hücresinin bu taşıdığı yükü ani olarak, kontrolsüz bir şekilde boşaltmasıdır. Beyin hastalıkarı arasında sayıldığı için epilepsi beyin ve sinir cerrahisi ana bilim dalının  (Nöroşirürji) ilgilendiği hastalıklar arasındadır. Epilepsi ameliyatı da başta bu birimin uzman doktorları tarafından yapılmaktadır. 

Hastalığın kesin nedeni bilinmemektedir. Genetik faktörlerin çok önemli olduğu düşünülmektedir. Doğumda yaşanan anormallikler, beyne alınan darbeler, tümörler, beyin iltihapları ve alkol epilepsiye yol açabilen diğer faktörlerdir. Ülkemizdeki epilepsi hastalarının çoğunun alkol alan kişi olduğu kayıtlardadır.  

Epilepsi Nöbetleri

Epilepsi nöbet geçirme şeklinde seyreden bir hastalıktır. Fakat geçirilen tek nöbet teşhis koymak için yeterli kabul edilmez. En az iki nöbet geçiren hasta epilektik olarak kabul edilir. Çünkü insanların yüzde beşten fazlası yaşamlarının belli bölümünde böyle bir nöbet geçirebilir ama sara değildir.

Ayrıca nöbetler dışında epilepsi hastaları tümüyle sağlıklı bir ömür geçirebilirler. Nöbetler hastalığın derecesine bağlı olarak bazen filmlerde dramatik şekilde gösterilen büyük nöbetler derecesinde yaşanabilir. Hasta bilinç kaybına uğrar, düşer, vücudu kasılır, titrer, ağzından köpükler gelir ve idrar kaçırır. Bunlar büyük epilepsi nöbetleridir.

Erişkin dönemlerde gençlerde görülen ve günlük dilde şaşkınlık diye tanımlanan durum aslında başka bir nöbet türüdür. Hastanın gözleri sabitlenir, yürüyemez, el ve dudaklarda garip hareketler yaşanır. Bir iki dakikada geçen bu durum sonrası hasta ne yaşadığını hatırlayamaz.

Çocukluk dönemlerinde görülen ve çevredekilerin dalma olarak anlattığı durumlarda ise konuşma ani kesilir, anlamsız bakan çocuk beş on saniye boyunca hiçbir tepki vermez, fakat sonra normalleşir. (Absans nöbetler.) Bunların hepsi nöronların ani boşalmasıdır.

Herkesin başına gelen kol ve bacaklardaki ani sıçramalar ve uyurken boşluğa düşme hissi ile birlikte yaşanan sıçrama ise fizyolojiktir, sara anlamına gelmez.  Çocukluk ve gençlik dönemlerinde görülen bu olaylar zamanla geçebilir. Büyük nöbet yaşayan hastalar ise ilaç tedavisi ve yetmediği durumlarda epilepsi ameliyatı ile tedavi edilmeye çalışılır. 

Çoğu sara hastası birkaç saniye öncesinden nöbet yaşayacağını anlar ve güvenli bir pozisyon almaya çalışır. (Parlak ışıkların tetikleyici olduğu bilinmektedir.) Büyük nöbetlerde hasta aniden yere düşeceği için yaralanmalar olabilir.

Böyle bir insan görüldüğü zaman hastayı yere yan yatırmak ve başı kucağa almak yapılabilecek en faydalı şeydir. Böylece dil geriye gitmez ve hastanın soluk borusu tıkanmaz. Soğan koklatmak gibi eylemlerin bir faydası yoktur. Nöbetin geçmesi beklenir. Ama tekrarlayan durumlarda vakit kaybetmeden hastane ortamına gidilmelidir.

Epilepsi Nöbetlerinin Tıbben Sınıflanması

Şiddetine bağlı olarak genel anlamda yapılan bu sınıflandırma tıbbi açıdan ikiye ayrılarak yapılıyor. Türk Epilepsi Derneği tarafından verilen bilgilerde bu hastalığın nöbetleri parsiyal ve jeneralize olarak ikiye ayrılıyor.

Parsiyel nöbetler beynin bir bölümü ile sınırlı kalıyor. Jeneralize epilepsi nöbetleri ise beyinde yaygın bölgeden başlıyor. Fakat bu sınıflamanın nöbet şiddeti ile ilgili olmadığı, yere göre tanımlama yapıldığı da açıklamalarda hatırlatılmaktadır. 

100 milyar hücreden oluştuğu bilinen insan beyni dünyanın en karmaşık bilgisayarlarıyla bile karşılaştırılamayan bir yapıdadır. Klişeleşmiş bir ifade sayılabilir ama insan beyni hala pek çok sır barındırıyor. Epilepsi bu sistemde görülen ani sigorta atmasıdır. 

Epilepside Tanı ve İlaç Tedavisi

Nörologlar tanı koymak için hastanın yakınlarından bilgi almaya çalışır, çünkü hasta kendinde değildir. Ama nöbet türünü belirlemek için elektroensefalografi (EEG), MR ve bilgisayarlı tomografi çekilir ve kapsamlı araştırmalar yapılır.

Epilepsinin öncelikli temel tedavi yöntemi medikaldir yani ilaçla tedavidir. Kullanılan ilaçlar hastalığı ortadan kaldırmaz ama nöbetlerin sıklığını ve şiddetini azaltır.

Hasta ömür boyu bu ilaçları düzenli biçimde kullanmalıdır fakat ne kadar kullanılacağı kesin bilinmez. Epilepsi hastalarının yüzde yetmişlik bölümü ilaç tedavisi altındadır.

Kalan kısım ise tedaviye dirençli epilepsi olarak adlandırılan gruba dahildirler ve epilepsi ameliyatı bu gruptaki hastalar için düşünülür. Ülkemizde son 15 yıldır uygulanan bu operasyon giderek artan sayıda ve birkaç merkezde yapılmaktadır.

Gelişmekte olan ülkelerde binde on olarak ortaya çıkan hastalığın görülme sıklığı Güney Amerika gibi bazı ülkelerde binde 49’a kadar çıkmıştır ki bu durumun beyni etkileyen parazitlerden kaynaklandığı düşünülmektedir. 1994 yılında İstanbul Silivri’deki bir bölgede binde on oranında epilipsi vakası tespit edilmişti. Hastalık kadın veya erkek farkı yaratmadan yaşanmaktadır. 

Epilepsi Ameliyatı 

Nöroloji uzmanına gidildiği zaman akla önce epilepsi ameliyatı gelmez. Ameliyat kararı ancak hasta en az iki yıl ilaç tedavisi altında olduğu halde direnç gösteriyorsa düşünülür. (Ama beyin tümörü gibi kesin nedenlerde bu süre beklenmez.)

Türk Epilepsi Derneği tarafından verilen bilgilerde epilepsi cerrahisinin iki(2) çeşit olduğu açıklanmaktadır.

Rezektiv cerrahinin uygulanamadığı durumlarda devreye giren palyatif cerrahinin yanında birnci yöntemin çok daha kapsamlı olduğu söylenebilir. Epilepsi hastalığında rezektiv cerrahi uygulaması aynı zamanda epilepsi ameliyatı nedir sorusunun da net yanıtı olarak ortaya çıkmaktadır. 

Konunun burasında son yıllarda geliştirilen ve günlük dilde pil olarak geçen vagal sinir uyarımından da bahsedilebilir. Vagal Sinir Stimulasyonunda beynin sol tarafındaki vagus siniri yoluyla beyne elektrik akımı gönderilir.

Sinire bağlanan elektrodun diğer ucu sol göğsün altına, cilt içine yerleştirilen bir bataryaya bağlıdır. Pil otomatik çalışır ve beyne düzenli sinyal yollar, böylece nöbetler kontrol altına alınmaya çalışılır. Fakat bir kez daha belirtmek isteriz ki epilepsi operasyonlarının büyük olanları rezektiv operasyonlardır. 

Epilepside Rezektiv Cerrahi

Beyinde belli bir odak bulunamamışsa, sorunun büyük oranda genetik olduğu düşünülüyorsa, nöbet çeşidi çocukluğa bağlı olarak yaşanan parsiyel başlangıç nöbeti olarak konmuşsa bu yöntem kesinlikle uygulanmaz. Çünkü sonuçta bir beyin ameliyatıdır ve riskleri fazladır.

Hastanın yaşadığı diğer hastalıklar, zeka düzeyi (IQ 70’in altındaysa zaten sonuç vermez) ve psikolojik durumu bu ameliyat öncesi incelikle tetkik edilir. Kronik psikozu olan hastalar için de bu ameliyat uygulanmaz. Hastanın işbirliği bu süreçte çok önemli bir kriterdir. 

Epilepsi Ameliyatı Öncesi

Evre 1 incelemeleri bu süreçte yapılacaktır. Nöbet durumu, nörolojik inceleme, radyolojik görüntü alma, psikiyatrik muayene ve uzun süreli video/EEG çekimleri bu süreç içinde yer alan tetkiklerdir.

Saçlı deriye elektrod bağlanarak yapılan bu çekimler en önemli kısımdır. Hatta hastanın nöbet geçirmesi beklenir, bu amaçla ilaçları bile kesilebilir. Hem uyku sırasında hem de uyanıklık durumunda bu çekimler tekrarlanır. Amaç başlangıç yerini bulmaktır. Ve tabii ki ameliyat kararına etki eden en önemli hususlardan biri bu nöbet başlama yerinin tespiti olacaktır. Eğer sonradan bir fonksiyon kaybı söz konusu ise epilepsi ameliyatı söz konusu olmaz. 

Evre 1 incelemeleri yeterli gelmemişse Evre 2 araştırmalarına geçilir ama bu az sayıda hastada görülmektedir. Nöbet odağı bu evrede aranmaya devam edilmekte ama bu odağın konuşma, motor, duyular gibi fonksiyon alanları ile olan ilgisi daha çok gündeme gelmektedir.  Bunlar invaziv incelemelerdir. Eğer epilepsinin nedeni olarak EEG’de ortaya çıkan bir damar anormalliği veya iyi huylu kitle tespit edilmişse operasyonun başarı oranı yüksektir.

Ayrıca başlangıç noktası beynin yan ve iç kısımlarında yani temporal bölgelerde bulunmuşsa da ameliyatın başarı oranı fazladır. Fakat beynin ön kısmında (frontal lob) ve arka bölümlerinde tespit edilen odak noktası yüzde elliden daha aşağı başarı oranı vermektedir. 

Epilepside palyatif cerrahi de atonik nöbet denilen ani düşme ataklarına karşı yapılır ama hastanın ilaçla tedaviye yanıt vermemesi bu ameliyatın ön koşuludur. 

Epilepsi Ameliyatı Sonrası

Rezektiv cerrahi uygulamalarının başarısı hastaya, nöbet sıkılığına, odak yerinin durumuna ve yapılan tetkiklere bağlıdır. Operasyondan sonra hasta bir veya iki yıl daha ilaçlara devam eder. Nöbet gelmiyorsa ilaçlar azaltılır ve bir süre sonra kesilir. 

Tıpta son yaşanan ilerlemelerde birlikte epilepsi ameliyatı risk oranı yüzde üçe kadar düşmüştür. Hastanın yoğun bakıma ihtiyacı olmaz. Hatta bazı kaynaklarda üç gün sonra taburcu edilebilir denmektedir. Fakat yaklaşık iki yıllık bir nörolojik takip her zaman geçerlidir.

Ameliyat sonrası epilepsinin ortadan kalkacağı düşünülmemelidir. Fakat yoğun nöbet geçiren bu yüzden yaşam kalitesi çok düşen ve neredeyse evden dışarı bile çıkamayan bir hastanın yılda ikiye varan sayıda nöbet geçirmesi bu ameliyatın başarısını göstermektedir. 

Epilepsi hastaları veya ameliyat olmuş hastalar için yorgunluk dikkat edilmesi gereken bir husustur. Düzenli uyumak bütün hastalar için önemlidir. Aynı zamanda uzun süreli aç kalma, ateşli hastalık geçirme, uyuşturucu kullanımı, doktora danışmadan ilaç kullanma ameliyat olmuş hastaları bile olumsuz yönde etkileyecektir. 

Hastalara yönelik özel bir beslenme rejimi yoktur, hekimler zaten ameliya sonrası gerekli bilgileri vereceklerdir. 

Epilepsi Hastalığıyla Hayat

Epilepsi hakkında genel bilgiler ve epilepsi ameliyatı hakkında bilgi vermeyi amaçlayan bu yazıda epilepsinin kişisel ve toplumsal hayata etkileri hakkında konuşmak da yararlı olacaktır. Örneğin iş hayatında epilepsi olduğunu söyleyenlerin endişe yarattığı gerçeği vardır. (Bu yüzden hastaların yarıdan çoğunun işsiz olduğu görülmektedir.

İşverenlerin bu hastalığa karşı tavırları olumsuzdur. Ve ne yazık ki iş kanunlarına göre yüzde kırk oranında kontenjan ayrımına dahil olan epilepsi hastaları bu kontenjandan yararlanmak için bile  nöbetlerin devam ettiğini belgelemek zorunda kalıyorlar.  

Aslında epilepsi hastalarının nöbetler dışında günlük hayatta sıkıntıları yoktur. Sorumluluk alabilirler, üniversiteye gidebilirler. Fakat cerrahlık, pilotluk, dalgıçlık, dağcılık, makine kullanımı gerektiren uğraşları, itfaiyecilik gibi işleri yapamazlar.

Taşıt kullanamaz, silah taşıyamazlar. Boks, karate, yelkencilik, yüzme, yamaç paraşütü, ata binme, sörf, buz hokeyi gibi sporlar onlara göre değildir.

Çalışılabilen işlerde de ışığa duyarlı oldukları için uzun süreli bilgisayar kullanımı tavsiye edilmez. Televizyon seyretmelerinin sınırlı olması istenir ve güneşe çıktıklarında şapka kullanmaları öğütlenir.

Fakat epilepsi hastalarının ailelerinin ve yakın çevrelerinin epilepsi ameliyatı fikrinden önce, nöbet sırasında yapılacakları bilmesi, durumu normal kabul etmesi, çocuklarda tespit edilen sara vakalarında öğretmenin durumdan haberdar edilmesi çok daha önemlidir.

Epilepsi Akıl Hastalığı Değildir

Üzerinde önemle durulması gereken husus epilepsinin bir akıl hastalığı olmadığıdır, sadece hareket kısıtlığı yaratmaktadır. Tarihte Dostoyevski, Van Gogh, Hendel, Napolyon, Alfred Nobel ve Jül Sezar gibi pek çok ünlünün epilepsi hastası olduğu bilinmektedir.

Ayrıca çevrede pek çok tanıdık kişide bu hastalık olabilir. Toplumdan ayrı tutulmamak tedavinin bir parçasıdır. Zaten bu konumun yaratacağı stres nöbetleri tetikleyebilir ve giderek hastada davranış bozukluklarına bile yol açabilir. (Çevre unsuru özellikle çocuklarda görülen epilepside önem kazanır, okulda alay konusu olma başlı başına bir sorundur.) 

Epilepsi hastalarına karşı yapılması veya yapılmaması gerekenler konusu içinde onun ailecek normal bir birey olduğunu kabullenmek büyük önem taşıyor. Bir epilepsi hastasına ihtiyacı olmadıkça yardım için koşuşturmak gereksizdir. Özellikle çocuklarda telaş yaratılması daha kötü olacaktır.

Eğer çocuğunuzda epilepsi varsa sizi bu yüzden kullanmasına da izin vermeyin. Bunun yanında alınacak bazı küçük tedbirler hayatı kolaylaştıracaktır:

Epilepsi ameliyatı ne kadar, epilepsi hastaları ne kadar yaşar, epilepsi hastaları ne kadar maaş alır gibi yersiz soruların yerine epilepsi hastaları nöbet geçirirken ne yapılmalı konusunu öğrenmek çok daha insancıldır.

Ayrıca her konuda çokça yazının bulunduğu internet ortamında bahsedilen nöbet aralığını düşüren ilaçlar gibi bir konuya da asla itibar edilmemesi gerekiyor. İlaç konusunda doktor kontrolü şarttır. Bu hastalıkta diastat ya da diazepam gibi ilaçlar kullanılır ama bilmeden kesinlikle alınmaması gerekir. 

Epilepsi ile İlgili Önemli Detaylar