Çene kisti ameliyatı Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi branşının ilgi alanına girer. Ortalama yarım saat süren bir operasyonla çenedeki kist alınır. Hastan 1-2 gün içinde işine dönebilir. Lokal anestezi kullanılarak yapılan operasyon, korkan hastalar için genel anestezi ile de uygulanmaktadır.
İçinde sıvı olan kesecikler kist adını verdiğimiz oluşumu meydana getirir. Genelde çenenin alt kısmında görülen kistler tedavi edilmezse büyüme gösterir. Kistin tamamen çıkarılması gerektiği için tedavi cerrahidir. Kistin büyük olması durumunda operasyon 2 saatten fazla sürebilir.
Birçok operasyonda olduğu gibi çene kisti ameliyatı için de bir takım tetkikler sonucu hekim ameliyat kararı verir. Hastanın ameliyat öncesinde ve sonrası kullanması gereken antibiyotikler vardır. Operasyon planlandıktan sonra ilaçların düzenli kullanılması, alkol ve sigara kullanımının bırakılması gerekir.
Kan sulandırıcı ilaçların kullanımından da kaçınılması gereken ameliyat öncesinde, en az 10 günlük sürede hekimin önereceği hususlara dikkat etmek gerekiyor. Ülkemizde çene cerrahisi uzmanlarının sayısı az olduğundan, diş hastanelerinin yoğunluk duruma göre ortalama 2 ay sonrasına randevu alınabiliyor.
Çene kisti olan hastaların operasyonu mutlaka yaptırması, genel ya da lokal anestezi ile ilgili bilgilendirme sürecinin farkında olunarak hareket edilmesi gerekiyor. Diyabet ve tansiyon hastası olanların bu konu hakkında doktorları bilgilendirmesi gerekiyor.
Sayfa İçerikleri
Çene kistleri de diş kistleri gibi erken belirti vermez. Kişisel olarak çevre dokularda hasar söz konusu olursa ağrı ve his kaybı görülebilir. Kistin büyümesi halinde dışardan bakıldığında gözle görülen bir şişlik, elle tutulduğunda içeride misket gibi sertliğin varlığı hissedilebilir. Bu tür belirtileri fark eden hastaların vakit kaybetmeden çene cerrahisi uzmanlarına muayene olması gerekir. Genel olarak; enfeksiyon, şişlik, ağrı, dişlerin sallanması, alt dudakta hissizlik ya da ilerleyen vakalarda alt çenenin kırılması kist kaynaklı olabilir. Genelde alt çenede olduğu için şekil bozuklukları görülmesi olasıdır.
Çene kistleri tedavi edilmezse çene kemiğinde deformitenin yanı sıra iltihaplanmalar da görülebilir. Bu durum daha ciddi riskleri beraberinde getireceği için ameliyat için acele edilmelidir.
Çene kisti ameliyatı öncesi birçok tetkik yapılarak hastaya bu tanı konur. Muayene sonucu 3D görüntüleme teknikleriyle kistin yeri tespit edilir. Histopatolojik ve radyografi bulgular değerlendirilerek, kistler belirlenir. Lateral periodontal, nazopalatik, radiküler, odontojenik ve dentigeröz kist çeşitleri vardır. Bunlardan hangisi teşhis edilmişse tedavi de ona göre yapılır.
Kök ucu iltihaplanmış olan dişlerde meydana gelen kistler olan radiküler kist çeşitleri en sık görülen vakalardır. Üç boyutlu tomografi sonucu yeri belli olan kistlerin sınırları net olarak belirlenir. Cerrahin belirleyeceği ameliyat tekniğine göre operasyon için hastaya gün verilir. Ameliyat gününden 1 hafta önce kan sulandırıcı ilaçlar, kullanılan kronik ilaçlar ve alkol/sigara maddeleri tüketilmez.
İlgili gün geldiğinde tetkikler yapılarak hastaya lokal ya da genel anestezi verilir. Kistin büyüklüğüne bağlı olarak operasyon süresi değişiklik gösterebilir.
Tetkikler sonucu çene kisti olduğu tanılanan hasta, cerrah operasyonla tedavi edilir. Kistektomi yönteminde amaç, parçanın tek seferde çıkarılmasıdır. Çünkü kist parçalanırsa tekrarlanma riski artar. Cerrahi operasyon sonrası kist patolojiye gönderilir. İyi ya da köyü huylu olabileceğinden Patalojik inceleme büyük önem taşır.
Cerrahi müdahale olarak bir diğer seçenek marsüpyalizasyon işlemidir. Kistin içindeki sıvı boşaltılır. Minik bir kesi yapılarak sıvının aspire edilmesi sağlanır. Böylece kist yavaş yavaş küçülür. Hastalar basit ve zararsız bir işlem olduğu için bu tekniği daha çok tercih etmektedir. Özellikle büyük kistlerde çene kırılması gibi olası riskler söz konusu olduğundan bu yönemin daha küçük kistleri tedavi etmek için kullanılması tavsiye edilmektedir. Ayrıca çene kisti ameliyatı yapılsa bile durum tekrarlayabilir. Her hasta için teşhis süreci aynı olsa da, tedavi süreci farklı şekilde ilerler.
Küçük kistlerde bazen "drenleme" adı verilen mini müdahale yapılabilir. Dren kullanılarak kist içindeki sıvının boşalması sağlanır. Böylece kist küçültülür. Her iki yöntemde de kistin küçülmesi sağlanır.
Çene kisti operasyonlarından sonra birçok ameliyatta olduğu gibi çeşitli komplikasyonlar gelişebilir. Öncelikle hijyen sorunları nedeniyle yaşanan çok sayıda problem görülebilir. Enfeksiyona neden olan bu durum, hekimin reçete ettiği ilaçların kullanılmaması sonucu yaşanır. Çenede hissizlik, dokuların zedelenmesine bağlı hasarlar ve ateş gibi etkiler hastalarda görülebilir.
Ameliyat bölgesindeki yaranın enfekte olması birçok problemi de beraberinde getirir. Dişlerin sallanması ve diş eti sorunları da çene kistine bağlı olarak gerçekleşen cerrahi müdahale sonrası görülebilir. Yara bölgesine el sürmek, sürekli dille uyarmak ya da fırçalama sırasında kanatmak enfeksiyonlara daha kolay zemin hazırlayacaktır.
Her operasyon gibi bu ameliyatta da diş kaybı riski vardır. Cerrahide en önemli konu, organ kaybını önlemektir. Bazı durumlarda organ kaybını engellemek için tamamen değil kısmen alım yapılır. Bu da hastalığın tekrarlanması ya da yayılması riskini doğurabilir.
Mutlaka sıvı ve püre kıvamındaki gıdalar tüketilmeli, hekimin önerdiği ağız bakım ürünleri ve gargaraların kullanılmasına özen gösterilmelidir. Çene kisti ameliyatları başarı oranı yüksek olan ameliyatlardır. Darbelerden korunup hekimin önerilerine uyulduğu takdirde iyileşme süreci kısalacaktır.
Ameliyat sonrası hissizlik beklenen bir komplikasyondur. Hastanın anestezi ile uyuşturulması ve operasyonun etkisiyle hissizlik yaşaması 2-3 gün sürebilir. Genelde 6 saatte azalan hissizlik durumu, bazen bir ayı bulan zamanlarda devam edebilir. Ameliyattan sonra iyileşmeye rağmen hissizlik devam ediyorsa hekiminizi bilgilendirmeniz gerekir.
Cerrahi müdahaledeki amaç, kistin tamamının çıkarılmasıdır. Marsüpyalizasyon gibi yöntemlerde tamamı çıkmadığı için kalan parçalar yeni kist oluşumuna zemin hazırlayabilir. Düşük bir ihtimal de olsa tekrarlama riski vardır. Bazen kistin Patalojik incelemesinden sonra kanserli yapıların olduğu anlaşılır ve tetkiklerin sonucuna göre tedavi devam eder.
Çene kistlerinde tek tedavi cerrahi müdahaledir. Hiçbir bitkisel karışım kistin yok olmasını sağlamaz. Bu yüzden ameliyat dışındaki tekniklerden medet ummak gerçekçi olmayacaktır. Ülkemizde kamu ve özel hastanelerdeki çene cerrahisi bölümlerinde çene kistleri cerrahi olarak başarılı biçimde çıkarılmaktadır.
SGK kapsamında karşılanan bir ameliyat olan çenedeki kistin alınması ameliyatı, özel hastanelerde 600 TL’den başlamaktadır. Sigorta karşıladığı için kamu hastanelerinin diş ihtisası branşlarından çene cerrahları tarafından operasyon yapılmaktadır. Özel hastaneler ve doktor seçimine göre de çene kistinin alınması konusunda farklı fiyatlar söz konusu olmaktadır. Beykoz Diş Hastanesi ya da Sarıyer Ağız Diş Sağlığı Merkezleri’nde bu tür operasyonlar SGK kapsamından yapılabiliyor.
Diş eti ya da çene kistleri kansere dönüşmezler. Ancak diş eti kanseri söz konusu olursa kanser den bahsedilebilir. 1960’larda yapılan bir çalışma çok sayıda kanal tedavisi yapılan hastalarda meme kanseri ve benzer kanser türlerinin gelişmesi söz konusu olmaktadır. Çene kisti ameliyatı sonucu patalojik incelemelerde ortaya çıkan kanserli hücreler varsa, bunun genel araştırması yapılarak hasta tedavi edilir. Ağız sağlığına önem vermek ve ağız bakımını eksiksiz sürdürmek genel sağlık üzerinde etkili olduğu için kanser tedavisinde dişlerin de tedavi edilmesi tavsiye ediliyor.