Ortopedik bir sorunun tedavisi için uygulanan bel fıtığı ameliyatı açık ya da kapalı tekniklerle yapılabilir. Omurgadaki bir diskin kayması sonucu yaşanan hareket kısıtlılığı birçok rahatsızlığa yol açar. Bu durum kasların zayıflaması ve kolların, bacakların ağrıması şeklinde görülür. Ayak parmak ucunda duramamak ve yürüme zorluklarıyla kendini belli eden bu hastalık, her yaştan insanda görülebilir. İlaç kullanımıyla azalan ağrıların geçmemesi ve artık fizik tedavi tekniklerinin işe yaramaması halinde ameliyat yapılır. Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahları tarafından yapılan ameliyat, tedavinin en son aşamasıdır.
Öncelikle fizyoterapi ve korse kullanımının sonuçları beklenerek gerçekleştirilen ameliyat, fıtıklaşan bölgenin alınması şeklindedir. Genel anestezi altında yapılan ve 2-3 gün hastanede yatış gerektiren ameliyat, iki haftalık bir aktivite kısıtlamasıyla gerçekleşir. İşe dönmek için dinlenme sürecinin önem kazandığı operasyon, açık ve kapalı tekniklerden biriyle yapılır.
Spor yapmamak, hareketsiz iş ortamı, fazla kilo, kas ve kemiklerin güçsüz olması fıtıklaşmaya neden olabilir. Bazı durumlarda darbeler sonucu fıtıklaşma görülerek kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor.
Sayfa İçerikleri
Her yaştan insanda görülen bel fıtığının belirtileri ağrılarla başlar. Bacak ve ayaklarda uyuşukluk, yürüme güçlükleri, ağır eşya kaldıramama, reflekslerde zayıflama, ağrı ve denge problemleri şeklinde devam eder. Hastanın yaşam koşulları, yaşı, yaralanma durumu ya da genel sağlığı fıtığı olumsuz etkilemektedir. Bacaklarda ve kollardaki ağırlık hissi, karıncalanma ve fıtıklaşma konusunda yaşanan genel durum ve şikayetler tedavinin seyrini de etkilemektedir. Bel fıtığı ameliyatı en son uygulanan tedavi şeklidir.
Bu belirtiler omurga bölgesindeki sinir noktalarına baskı yapar. Böylece uyuşukluk ve bacak ve kalça bölgesindeki güçsüzlük kendini gösterir. İlerleyen bazı vakalarda idrar kaçırma problemlerinin de görülmesi bel fıtığının belirtileri arasındadır.
Bu belirtiler ve tetkikler bel fıtığının varlığını gösterse de, bel fıtığı ameliyatı öncesi çeşitli tedaviler uygulanır. Öncelikle ilaç kullanımıyla izlenen hasta, daha sonra fizik tedavi uygulamalarıyla iyileştirilmeye başlar. Bazı hastalara sert zeminde yatmak tavsiye edilirken bazı hastalar için hafif egzersizler önerilir. Hastanın çeşitli ilaçlar kullanıp fizik tedavisi sonuç vermezse %90 oranında başarı sağlayan ameliyat tercih edilir. Ameliyat başarı oranı her hastada farklılık gösterir. Cerrahi müdahale için ciddi riski olmayan hastalar açık ya da kapalı teknikle ameliyat edilir. Ameliyat için hastanın tetkikleri ve MR çekimleri yapılır. Gün belirlenerek ameliyat için hazırlıklar yapılır.
Hareketsiz bir yaşam tarzına sahip, ağır kaldıranlar, sürekli ayakta duranlar, sürekli oturanlar ve dik oturmayan masa başı çalışanları bel fıtığı konusunda en çok şikayeti olan hastalar arasındadır. Sanılanın aksine çok büyük bir ameliyat olmayan bel fıtığında ameliyatsız tekniklerin kullanılması bazen sorunu tam olarak çözmez. Bu yüzden "ameliyattan sonra daha kötü oldum" şeklindeki veryansınlar vardır. Her hastanın yaşam standartı ve hareketliliği farklıdır. Bu yüzden tedavi süreci ve hasta hikayesi değerlendirilirken farklı bir yol izlenmesi gerekebilir.
Açık teknik klasik ameliyatı tekniğidir. Fıtık bölgesinde kesi yapılarak fıtık alınır. Sonrasında dikiş yapılarak kesi kapatılır. Ameliyat sonrası komplikasyon gelişme riski kapalı tekniğe göre daha fazladır. Bu yüzden pansuman ve kontroller yapılarak operasyon bölgesinin hijyenine dikkat edilir. Şeker hastaları ve kas hastalarında komplikasyon gelişme riski fazla olduğunda kapalı teknik tercih edilebilir.
Açık teknik son yıllarda çok sık tercih edilen bir cerrahi müdahale değildir. Genelde laparoskopik cerrahinin tercih edildiği bel fıtığı ameliyatı başarı oranı yükselen ameliyatlar arasındadır.
Son yıllarda en sık tercih edilen yöntem kapalı bel fıtığı ameliyatı yöntemidir. Ancak bu yöntemin de belli riskleri vardır. Fıtığın büyük olması durumunda kapalı teknikle iyi sonuç alınmaz. İşlem sırasında zarar görme ihtimali olan kas ve kemikler omurilik bölgesinde yapışıklığa yol açabilir. Endoskopik yöntem incelemeler sonucu fıtık bölgesindeki hasarların giderilmesini hedefler. Ameliyat risklerini minimize etse de kas hastalığı olanlarda iyi sonuç vermeyebilir.
Mikrodiskektomi dokulara minimum hasar vererek kapalı teknikte sıkça tercih edilir. Mikroskoplar görüntüyü 30-40 kat büyüttüğü için net bir görüş elde edilebilir. Hastaların kısa sürede günlük hayatlarına dönmesinin mümkün olduğu bu teknikler, fıtık sorunun ortadan kalkmasına yol açmaktadır.
Endoskopik bel fıtığı ameliyatı da bel bölgesine minik kesiler açılarak laparoskopik yöntemle içeri girilmesidir. Enfeksiyon riski az olduğu ve iz kalmadığı için uygun olan hastalarda bu yöntem de tercih edilir. Tabi bir süre sonra fıtık oluşumu nükseden hastalar için de açık cerrahiden daha uygundur.
Kapalı tekniklerde fıtık dışında bir risk söz konusuysa düzeltme şansı yoktur. Ancak önceden açık teknikle ameliyat edilmiş hastalarda kapalı tekniklerin kullanılması daha iyi sonuç vermektedir.
Ameliyat riskleri herkeste farklıdır. Açık teknikte kapalı tekniğe oranla fazla risk vardır. Şeker hastaları ve kas hastalığı olanlar açık ameliyatlarda daha fazla komplikasyon riski taşırlar. Kapalı tekniklerde risk minimize edilse de, fıtığın büyük olması ya da eksik müdahale nedeniyle problem tam olarak çözülmeyebilir. Narkoz riski dışında pek riski bulunmayan bel fıtığı ameliyatı cerrahi operasyonlar arasında en düşük riske sahip ameliyatlar arasındadır.
Omurilik zedelenmesi, narkoz riski ve kardiyolojik riskler her ameliyatta olduğu gibi bel fıtığı ameliyatlarında da görülmektedir. Ödem, enfeksiyon ve şişlik gibi belirtiler de hastaların durumuna göre görülebilir.
Ameliyattan 15 gün sonra hafif iş yapan kişiler iş yapabilir. Ancak her hasta için tedavi ve istirahat konusu farklılık göstermektedir. Bel fıtığı ameliyatı olan bir hasta, bazı hususlara dikkat etmelidir.
Bel fıtığı ameliyatlarından sonra yeni fıtık oluşumunun önlenmesi için bu tür ani hareketlerden uzak durulması gerekir. Yeni fıtık oluşması sık rastlanan bir durumdur. Bu yüzden tedavi sonrası yaşam koşullarında iyileştirme yapılmalıdır.
SGK tarafından karşılanan bir ameliyattır. Hekim gerekli görürse ve imkanı varsa hastanedeki şartlar doğrultusunda açık ya da kapalı teknik uygulayabilir. SGK kapsamında olduğu için ameliyat özel hastanelerde de küçük farklarla yaptırılabilir. Hem fiyat açısından hem de hekim seçimi açısından önemli olan hastane seçiminde doktorunuzun ününe göre fiyat farkı ödemeniz söz konusudur. Sosyal güvencesi olmayan hastalarda fiyatlar 2250 TL’den başlamaktadır. Tomografi ve MR gibi görüntüleme teknikleri için de 300 TL’den başlayan ücretler ödenmektedir. Bu fiyat farklılıkları ve ödeme koşullarındaki değişiklikler için ameliyat olacağınız hastaneden bilgi edinmelisiniz.